Bu ahir zamanda, boğucu, karanlıklı olan bu dünya hayatında hatalara dalıp günahlarda boğulmamak ve yolumuzu bulabilmek için bize rehber olabilecek yıldızlara ihtiyacımız var. Bu yıldızları Peygamber Efendimiz bize tarif ediyor: “Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız yolunuzu bulursunuz”. Rabbimiz insanlığa hidayet rehberi bir uyarıcı olarak Efendimiz (s.a.v)’i gönderdi. Allah’ın elçisi islamı tebliğ etmeye başlayınca etrafında gittikçe genişleyen hayırlı bir topluluk yer aldı. Onlar maneviyat semamızın yıldızları. Allah Resulünün etrafında halkalanan gönül erleri, ilahi feyzi ve rahmeti, son peygamberin mübarek nazarlarından kana kana içenler, Allah’ın Peygamber Efendimize bildirmiş olduğu vahye bizzat şahitlik edip, “işittik ve itaat ettik ya Resulullah” diyenler, sadakat ve teslimiyette bir eşine daha rastlanamayan örnekler. Onlar Allah kelamı ve peygamber sevgisiyle yekvücud olan birlik ve dirlik nesli. Ashab-ı Kiram Sahabe-i Güzin Efendilerimiz. Allah hepsinden ebeden razı olsun. Peygamberimizin ashabı ile ilgili söylemiş olduğu birkaç tane olduğu hadis-i şerifi sizinle paylaşmak istiyorum: “Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz”. Hz. Cabir (r.a.) anlatıyor: “Resulullah Efendimiz buyurdular ki: Ashabıma sebbetmeyin(dil uzatmayın). Nefsim elinde bulunan Zat-ı Zülcelale yemin olsun ki sizden biri Uhud Dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir mutte, hatta yarım bir mutteye bedel olamaz”. Hz. Ali (r.a.) rivayet ediyor: “Sırattan en sağlam yürüyeniniz ehl-i beytimi ve benim ashabımı en çok sevenlerinizdir”. Hz. Abdullah min Mugaffel rivayet ediyor: “Ashabım hakkında Allah’tan korkun. Sakın benden sonra onlara düşman olup sövmeyin. Onları seven, bana olan sevgisinden dolayı sevmiş olur, onlara kızıp kin duyan da bana olan kininden ve düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara sıkıntı veren, bana sıkıntı vermiş olur. Bana sıkıntı veren de Allah’a eza etmiş gibi olur. Allah’ı eza eden de büyük bir felaketle yüz yüze gelmiş olur”. Hz. İbni Abbas rivayet ediyor: “Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti ashabıma dil uzatanların üzerine olsun”. Hz. Abdurrahman bin Avf rivayet ediyor ki: “Sahabelerime dil uzatanların dışında herkese şefaat edebilirim”. Hz. Enes (r.a.) rivayet ediyor: “Allah ümmetimden biri için hayır dilerse onun kalbine ashabımın sevgisini yerleştirir”.
Asr-ı saadetin her biri bir yıldız hükmündeki bu güzel insanları, iki cihan serveri Efendimizden (a.s.m.) aldıkları nuru günümüze kadar yansıtıp, bize her konuda örnek ve yol gösterici olmaktadırlar. Allah’ın izniyle de kıyamete kadar ışıkları sönmeyecek. Güçlü bir imanın nasıl büyük teslimiyetler doğurduğunu, o teslimiyetlerin ellerinde nasıl çiçekler sümbüllendiğini gözyaşlarımızı silerek okuyup öğreniyoruz. Özellikle biz mü’minlere o devrin fedakârlarından bizler için çok önemli mesajlar var. Sadece iman, itikat ve ibadet konularinda değil günlük ve sosyal hayatımızı şekillendirmede de aklımıza, ruhumuza ve gönlümüze dost oluyorlar. Zamanlarımız birbirinden çok uzak olsa da onlarla akıl, ruh ve gönül dostluğumuz var. Sanki hemen yanı başımızdalar ve bizlere öğüt veriyorlar. Her devrin getirisi, götürüsü, şartları, imkânları farklı da olsa insan fıtratı hep aynıdır. Her ne kadar günümüzde birileri fıtratları bozmak için çalışsa da bozulmayacak esas olan şeyler vardır. Evet, bizim de bu ahir zamanın boğucu, karanlıklı dünya yolculuğunda yolumuzu kaybetmememiz için, bizlere rehber olabilecek bu yıldızlara ihtiyacımız var. Çünkü yıldızları takip eden, kaybolmaktan kurtulur…