Kredi çekip ev almak günah mıdır ? – faiz – Mehmet EDE
Merhaba, ben Mehmet. 1 ayet 1 metot ile ilgili yeni blog ile karşınızdayım.
Belki çevrenizde duymuşsunuzdur, bizler 3000-5000₺ maaş almamıza rağmen, biriktirip bir araba sahibi, bir ev sahibi olamıyoruz. Tam bu sırada bankalar bizim önümüzü açmakta ve bize kredi vermekte. Adeta reklamlarda bas bas bağırıyorlar, “gelin kredinizi alın”. Ve bizler ne yazık ki krediye bulaşıyoruz, krediye bulaştığımız için faize giriyoruz. Şimdi ben bunu iki noktada ele alacağım. Birinci nokta: Dünyevi olarak faiz bizi etkilemekte mi? İkinci nokta: Uhrevi olarak ahiretimizi etkilemekte mi?
Bununla ilgili sizinle muhabbet etmek istiyorum. İlk olarak, dünyevi olarak faiz bizi etkilemekte mi? Evet, dünyevi olarak bizi çok etkilemekte. Örneğin, bizim aldığımız bir eşyada, kazandığımız parada faize bulaştığımız için herhangi bir bereket kalmıyor. Hatta evimizde daha önceden bir masa yokken, ve atıyorum bu masayı kredi ile almışken, sürekli eşimizle, anne ve babamızla tartışma içerisinde oluyoruz. kimimiz araba almak için, kimimiz ev almak için, hatta kimimiz cep telefonu almak için krediye, yani faize bulaşmakta. Faize bulaştığımız için de bu dünyada mutlu olamıyoruz, huzurlu olamıyoruz. Sürekli olarak bizi germekte ve boğmakta. Hatta şunu düşünün, daha gelmemiş olan üç yılın borcunu ödüyorsunuz. Neymiş bir araba sahibi olacağım. Belki aldığınız o araba bir yıl sonra bozulabilir veya bir yıl sonra kaza yapabilirsiniz Allah göstermesin. Ve sizler daha sonrasında bu krediyi ödemek zorunda kalacaksınız, ödemeye devam edeceksiniz. Bu, bence dünyanızı etkilemektedir. Çoğu kardeşimizin dünyasını etkilemekte. Yakın bir arkadaşım kredi ile araba aldı. Ailesiyle arası on numaraydı. Ama bir anda baktık ki problem, problem, problem. Düşünüyor, “ben ne yaptım, nerede yanlış yaptım? namaz da kılıyorum. Nerede yanlış yaptım?”. İşte faiz konusunda yanlış yapmış. Arkadaşlar, bakın size bir ayet-i kerime okuyacağım. Bakara suresinde mealen Allahu Teala şöyle söylemekte: “Yok, eğer faizi terk etmezseniz bilin ki, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açmışsınız!”. Arkadaşlar, zina ile ilgili veya başka büyük bir günah ile ilgili, bizler rabbimize savaş açmazken, faizle ilgili bizler rabbimize savaş açmış oluyoruz. Rabbimize savaş açtığımız için de dünyevi olarak Rabbimiz bize savaş açmakta. Niye mutlu olalım, niye huzur bulalım, niye yediğimiz yemekten tat alalım ki? Biz rabbimize savaş açıyoruz bu faiz fitnesine girerek. Rabbimiz de bize savaş açıyor. Bu bizim dünyamızı etkilediği gibi ahiretimizi de fevkalede etkilemektedir. Bakın, bir diğer ayet, yine Bakara suresinde geçmekte: “Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar.”. Müfessirler bunu iki noktada yorumlamakta. Hem dünyevi olarak, faiz belasına düştüğümüz için de yataklarımızdan kalkamıyoruz. Uyansak bile tat alamıyoruz. Sabahın nurundan faydalanamıyoruz. Bizler elimizde o güç, o para olduğu için acizliğimizi, fakirliğimizi göremiyoruz ve rabbimize iltica edemiyoruz. Ne dedi? Şeytanın çarpması gibi yerlerinden kalkarlar dedi. Arkadaşlar, ikinci nokta ise şu. Evet bizler tekrardan dirileceğiz. Ama o faiz yiyenler, tövbe etmeyenler, bir şeytanın çarpması gibi, o sarhoşlukla sağa sola çarpa çarpa gidecek. O yüzden arkadaşlar, dünyamızı bu cihetten etkileyen bir faiz belası, ahiretimizi de yakmaktadır. Hatta yakın çevrede bir kardeşim var. Bu kardeşim 8000₺ gibi bir ücret almış bir arkadaşından. Ve bu arkadaşı ona demiş ki: “sen benim paramı verene kadar (ana para 8000₺) ben senden her ayai 1650₺ alacağım”. Adam da mecbur paraya sıkışmış, gitmiş bu adamdan parayı almış. Başka bir yere borcu var, onu vermek için almış, vermiş. Tabii birinci ay 1650₺ ödedi, ikinci ay yine ödedi, üçüncü ay yine ödedi, dördüncü ay yine ödedi, beşinci ayda ben farkına vardım. Geldi bana anlattı durumu. Durumu arz edince ben çıldırdım. Dedim, şimdi ana para 8000₺ duruyor mu? Dedi duruyor, ve ben her ay 1650₺ ödüyorum. Ben şok oldum. Bu nasıl faiz dedim! Arkadaşlar, hatta bunun evlası var. Bir adam, yakın çevremde yine, sıkıştı paraya. Kredi kartını kapatacak vesaire, gitti 3000₺ bi’ tefeciden aldı ve bu 3000₺ bir yıl sonra 5000₺ oldu. Ödeyemedi. Dedi ki “bize bir şeyler yap, ana parayı ödeyelim. Kurtulalım sizden, siz de bizden kurtulun”. Dedi “yok, deviririz bir sonraki yıla”. Bir sonraki yıl 8000₺ oldu. Arkadaşlar, 3000₺ ana paraya 5000₺ faiz para ödemek zorunda kaldı o kişi. Bakın, o kişi çoluk çocuğuyla tarlalarda rezil oldu. Yine de o paranın kat ve kat fazlasını ödedi. Bankalar da aynen böyle, bu tefeciler de aynen böyle. Faiz dünyamızı fevkalede etkilemekte. Arkadaşlar, aklımızı başımıza alalım, bizler şükrümüzü arttırırsak Rabbimiz bizim huzurumuzu arttırır. Evet belki arabamız olmayacak, evimiz olmayacak. Ama huzurumuz olacak. Huzurunuz için lütfen faizden ve faiz gibi kredi, tefecilik vesaire bunlardan vazgeçin. “Şeytanın çarpması gibi” yerinizden uyanmak istemiyorsanız, vazgeçin.
Bu tarz Blogların devamından haberdar olmak istiyorsanız takipte kalın!